Genel Klinik Bilgi – Şizofreni – Şizofrenide Düşünce ve Konuşma

Şizofrenideki düşünce bozuklukları 2 başlık altında incelenebilinir. Birisinde anlaşılması güç bir konuşma vardır (Düşünce süreci bozukluğu). Diğerinde ise gerçeklikle ilgisiz tuhaf fikirler ve çıkarsamalar bulunur (Düşünce içeriği bozukluğu)

DÜŞÜNCE SÜRECİ BOZUKLUĞU
Andreasen’e göre düşünce süreci bozuklukları 2 grupta incelenebilinir:

Negatif Yapısal Düşünce Bozukluğu: Konuşma içeriğinin yoksulaşması ile karakterizedir. Genelde hastalığın kronik formunda görülür. Kendiliğinde konuşma miktarı azalmıştır. Kısa, somut yanıtlar verilir ve hatta hiç yanıt verilmez. Ya da konuşma yeterince uzun olmasına karşın konuşmanın taşıdığı bilgi çok azdır.

Pozitif Yapısal Düşünce Bozukluğu: Genelde akut dönemde görülür.

-Raydan çıkma(Çağrışım çözüklüğü): Bir fikirden bu fikir ile kısmen ilişkili ya da ilişkisiz bir başka fikre atlayarak olan konuşmadır.Genelde küçük anlam kopmalarıyla konudan konuya kayan bir şekilde olur.

-Enkoherans (Sözcük salatası, şizofazi): Gramer kurallarının ihmal edildiği, sözcüklerin randomize şekilde sıralandığı, karmakarışık ve anlaşılmaz bir konuşma biçimidir. Sık görülmez.

– Klang çağrışım: Sözcüklerin seçiminde anlamdan çok ses benzerliği önem kazanmıştır.

– Neolojizm: Tümüyle yeni ve anlamsız sözcükler türetilir.

– Ekolali: Kişinin karşısındakinin sözcüklerini ya da sözcük kalıplarını yinelemesidir.

– Sözcük yakıştırma (Parafazi, metonomi): Sözcükler alışılmadık bir bağlamda kullanılırlar.

-Bloklar: Birkaç saniyeden dakikalarcaya kadar uzanan bir zaman dilimi içinde hasta konuşmaz ve ne anlatmakta olduğunu unutur.

– Baskılı konuşma: Spontan konuşma miktarı çok artmıştır. Kişinin sözünü kesmede zorlanılır.

Perseverasyonlar: Sözcük , konuların sürekli olarak yinelenmesi. Şizofrenide perseverasyon temelde yatan nörokognitif defisitin farklı ortaya çıkışları olarak kavramsallaştırılabilecek şekilde, değişik formlarda görülür.Karşılaştırmalı çalışmalarda hızlı konuşma, karşıt öğrenme, verileri belli bir yargı oluşturacak şekilde kullanma şeklindeki bölümleri içeren kapasite ölçen testlerde şizofreni hastalarının çoğunun normal düzeylerden daha fazla perseveratif yanıt verdiği görülmüştür.

Şizofrenideki perseverasyon aktive edilen yanıtların doğal inhibisyonu ve kontrollü bilgi sürecinin ihtiyaç duyulduğu durumlarda kognitif kaynakların biraraya gelmesindeki bir bozulma şeklinde gelişen yapısal bir bulgu olarak karşımıza çıkar. Shallice (1988) tarafından ileri sürülen informasyon süreç modeli, perseverasyonu, yeni yanıt oluşturma için bir gereksinim duyulduğunda daha düşük düzeyde yanıt seçme sistemini ayarlayan daha yüksek düzeydeki yönetsel kontrol sistemindeki bir bozulmaya bağlamaktadır. Bu model, perseverasyonun kontrollü süreçler boyunca striatal outputların frontalde ortaya çıkmasındaki bir bozulmanın sonucu olduğu düşüncesini desteklemektedir.Çok uzun zamalardan beri şizofrenik hastalarda perseveratif aktivitenin değişik formları bilinmketedir.Perseverasyon bir yanıt ya da davranış biriminin uygun olmayan ve belli bir amaç olmadan yinelenmesi olarak tanımlanabilinir.Bu yineleme durumun gerektirdiklerine yönelik değildir; düşünme ürünü değildir; istemsiz olmasına rağmen iyi anlaşılır. Perseverasyon amaca yönelik ve istemli tekrarlamalardan farklıdır. Şizofrenideki perseverasyon değişik motor yanıtlardan tam bir psikomotor performansa kadar uzanan sınırlarda hem basit hem de kompleks davranışlarla kendini gösterir. Perseverasyonun farklı formları vardır. Sandsen ve Albert (1984) sürekli / aralıklı / “stuck in set” şeklinde olmak üzere 3 formdan oluşan bir sınıflandırma oluşturmuşlardır.

Sürekli perseverasyon, ara vermeden tekrarlayan bir yanıtın sonlanmasındaki bir bozulmadır. Çoğunlukla tek bir kelimenin aralıksız çıkarılması ya da bir harf, bir numara veya bir desenin çizimsel olarak tekrarlanmasını içerir.

Aralıklı perseverasyonun 2 formu vardır. İlki, bir sonraki uyarana önceden verilmiş yanıtın tekrarlanmasıdır. İkinci form, başlangıçtaki yanıtın bir sonraki yanıtlar sırasında tekrarlayan uygunsuz girişleri şeklindedir. Örneğin :”Abc Ade Afghi A…..” gibi. Anlamlı en küçük söz birimlerinin, bir sözcüğü herbakımdan kendisine benzeyen başka bir sözcükten farklı kılan ses öğelerinin, sözcük takımlarının veya söz dizimlerinin aralıklı perseverasyonu şizofrenik dil bozukluğundaki en belirgin karakteristiktir.

Klasik nörofizyoloji perseverasyonun değişik formlarını spesifik beyin bölgelerindeki disfonksiyon belirtileri olarak ele alır. Fakat perseverasyonun tüm formları davranışsal değişebilirlikteki genel bir azalmayı ve geçmiş davranıştan şimdiki davranışın tahmin edilebilirliğinde doğal bir artışı gerektirmektedir.Davranışsal dinamiklerdeki bu benzerlik, perseverasyonun farklı formlarının temelinde tek bir mekanizmanın yattığı olasılığı düşündürmektedir.Goldberg bu olasılığı oldukça ayrıntılandırmış, perseverasyonun tüm formlarının kognitif süreçin patolojik eylemsizliğini yansıttığını ileri sürmüştür.Goldberg’e göre bu mekanizma perseverasyonun farklı formlarının oluşması için kognitif temsilin farklı düzeylerinde çalışmaktadır. “Stuck in set” perseverasyonda bu çalışma daha üst düzeylerde, aralıklı perseverasyonda orta düzeylerde, sürekli perseverasyonda daha alt düzeylerdedir.

Andeasen perseveratif konuşmayı “kelimelerin, düşüncelerin ya da objelerin dirençli tekrarlaması çünkü, hasta özel bir objeye başlar ya da özel bir kelime kullanır ve konuşma boyunca ona sürekli geri döner” şeklinde tanımlamıştır.

Dopaminerjik hiperaktivite şizofreninin prodüktif semptomları ile ilgilidir.Perseverasyon da dopamine bağlı bir fenomen olabilir.Davranışın dinamik tekrara dopamin agonistleri ( Amfetamin, metilfenidat, apomorfin ,vb.) tarafından da oluşturulur. Dopamin agonistleri kullanılarak yapılan kontrollü çalışmalar şizofrenik hastalarda metilfenidat infüzyonundan sonra sözcüksel perseverasyonun arttığı; amfetamin infüzyonundan sonra normal kişilerde şizofreniklere benzer değişikliklerin ortaya çıktığını göstermiştir. Hem insanlar hem de hayvankar üzerinde yapılan bu çalışmalar sonucunda davranışsal perseverasyonun farklı formlarında bir dopaminerjik mekanizmanın kuvvetle işin içinde olduğu düşünülmektedir.Dopamin agonistlerince oluşturulan perseverasyonun anatomik lokalizasyonu henüz belirlenememiştir. Fakat hem dorsal hem de ventral striatumdaki hiperdopaminerjik aktivitenin hayvanlarda stereotipik ve tekrarlayıcı davranış patternlerini gelişimininin temelinde olduğu bilinmektedir.İnsanlarda striatumun tekrarlayıcı davranış ile ilişkilki olduğu akla yatkın görünmektedir.Şizofrenik perseverasyondaki striatal ilişki, istemli motor aktivitenin bozulmaları ile birlikte olan perseverasyonla da yakından ilgilidir.

Şizofrenideki kognitif nöropsikolojik yaklaşımlar spesifik klinik belirti ve semptomların temelindeki nöropatofizyolojiyi ve kognitif defisitleri açıklamaya çalışmaktadır. Şu anda, perseverasyonun frontal kortikal hipofonksiyon ve striatal dopamin mekanizmalarınadan oluştuğunu varsaymaktayız. Shallice tarafından oluşturulan kognitif model perseverasyonu kontrollü bilgi sürecinin hatasından kaynaklanan kusurlu bir cevap olarak görmektedir.Bu modelin avantajı nöronal yapıların haritalandırılmasının kolayca olmasıdır. Şizofrenideki perseverasyon nöronal düzeyde frontal kortikostriatal aktivite ile ilişkilidir. Şizofrenide otomatik kortikostriatopallidotalamik süreç devam ederken kontrollü süreç bozulmıştur.Çünkü şemanın frontal kortikal spesifikasyonunda bozulma vardır. Aktive edilmiş ilk şeme tekrar tekrar geçilir.