Soru: Alkol ilaçlarla birlikte alınabilir mi?
Cevap: Psikotrop ilaçlarla birlikte alkol kullanılmamalıdır. Bu durumda az miktarda alınan alkol bile ilaçların etkinliğini azalttığı gibi yan etkilerini arttırabilir, yanısıra varolan hastalığın da şiddetini arttırabilir. Dolayısıyla artan hastalık şiddetini etkisi azalmış ilaçlarla kontrol etmek zorunda kalırız ki bu da açıkça tedavide başarısızlık demektir.
Soru: Psikiyatrik ilaçlar göz bozukluğu yapar mı?
Cevap: Psikotrop ilaçlar göz merceğinin iki ucundaki kaslarda gevşeme yaparak merceğin bombeleşmesini engellerler ve kırma kusuru meydana getirirler. İkinci olarak fotofobi dediğimiz ışığa bakamamaya neden olurlar. Her iki belirti de ilaçlar kesildiğinde ortadan kalkar.
Soru: Aşırı duyarlılık psikozu nedir?
Cevap: Aşırı duyarlılık psikozu, kısa etki süreli dopamin agonisti ilaçların birdenbire kesilmesiyle ortaya çıkan gürültülü bir psikoz tablosudur. En bilinen örneği metpamid denen antivomit özellikli bir ilacın kesilmesinden sonra ortaya çıkar. Hasta eskiden sahip olduğu psikozdan da şiddetli bir psikoz tablosuyla hekimin karşısına gelir. Yapılacak iş ilacı tekrar ve yüksek dozda başlayarak yoksunluğu ortadan kaldırmak ve sonrasında ilacı tedrici olarak azaltıp kesmektir.
Soru: Hem antipsikotik hem de antidepresif özellik gösteren ilaçlar var mıdır?
Cevap: Vardır, en bilinen iki örnek seroquel ve abilify isimli ilaçlardır. Bu iki ilaç antipsikotik olarak kullanılmaya başlanmış, fakat zamanla ilaçların antipsikotik etkinin yanında antidepresif etki de gösterdikleri tespit olunmuştur. Hatta özellikle abilify’ın dirençli depresif vakalarda dahi etkili olduğu bazı klinisyenler tarafından klinik pratiklerinin sonucu olarak ifade edilmiştir.
Soru: Bir ilacın geliştirilme maliyeti nedir?
Cevap: Orijinal bir ilacın geliştirilme maliyetinin ilaç firmaları tarafından bir denizaltının inşa maliyetiyle eşdeğer olduğu iddia edilmektedir.
Soru: PMS nedir?
Cevap: Premenstural sendrom diye geçen bu kısaltma kadınlarda mens öncesi bir haftalık dönemde meydana gelen hormonal değişiklikler, beraberinde vücudun su tutmasına paralel olarak gelişen anksiyöz ve depresif bir tablodur. Jinekologlarla işbirliği içinde psikiyatristler sadece bu dönemde ya da sürekli olarak kullanılmak üzere ilaç tedavisi başlayabilirler. Bu ilaçların mens sikluslarını etkilememesi tercih nedeni olabilir.
Soru: Deksametazon supresyon testi nedir?
Cevap: Depresyon hastalarında gece 23 00 de 1 mg olarak verilen dexametazona karşı ertesi gün sabah ve öğleden sonra bakılan cortisol düzey ölçümü ile yapılan testtir. Depresif hastalarda cortisol normallerden farklı olarak yüksek kalmaya devam eder. Tanıda yardımcı olan bir testtir.
Soru: Depresyonda guvatr hastalığı nasıl bir rol oynar?
Cevap: Tiroid fonksiyon bozuklukları depresyon, anksiyete gibi klinik tablolar yaratabilir, ayrıca bu tablolar antidepresif ilaçların etkinliğini de azaltabilir. Öte yandan lityum gibi psikotrop ilaçlar da tiroid bozukluklarına neden olabilir. Hatta bazı depresyon hastalarında depresyon ortaya çıktığı anda değil ama ondan yıllar sonra tiroid fonksiyonlarının bozulduğu gözlenmiştir.
Soru: Prolaktin salgısını en fazla yükselten ilaçlar hangileridir?
Cevap: Prolaktin süt sekresyonunu arttırdığı için göğüsten süt salınmasına neden olur. Bu etkiyi en çok yapan ilaçlar da D2 reseptörlerini seçici biçimde bloke ettiğini bildiğimiz Dogmatil(sulpiride) ve Solian(amisulpiride) dır. Diğer antipsikotikler de bu etkiye neden olabilirler belki ama bunu genellikle uzun zamanda ve az miktarda yaparlar.
Soru: Solian kullanırken ortaya çıkan yerinde duramamak ve sürekli hareket halinde olmak nedir?
Cevap: Bu yalnızca Amisülpiride kullanımında olmaz. Haloperidol başta olmak üzere diğer antipsikotik ilaçlar, hatta bazı antidepresif ilaçlar akatizi dediğimiz bu etkiye neden olabilir. Buradaki temel neden bacak kaslarındaki huzursuzluktur, yürümedikçe ortadan kalkmaz. Ortaya çıktığında özellikle yaşlılarda müdahale edilse bile kolaylıkla kaybolmaz.
Soru: Serotonini beyinde dışarıdan alacağımız yiyeceklerle arttırabilir miyiz?
Cevap: Serotonin(5-HT) ruhsal bozuklukların bir grubunda temel belirleyici etmenlerden birisi olarak rol alır. Triptophan adlı bir amino asitten sentez edilir. Triptophan da sık kullandığımız günlük yiyeceklerin içinde azımsanmayacak ölçülerde bulunur. Ancak triptophanın dışarıdan bol miktarda verilmesi beyinde serotonin miktarını önemli derecede arttırmaz, çünkü amino asitler kan beyin bariyeri dediğimiz engeli birbirleriyle yarışarak aşarlar ve bu nedenle diğer amino asitler triptophan ile yarışarak onun içeriye fazlaca girmesine engel olurlar. O nedenle serotonin diyetle beyinde hatırı sayılır ölçülerde arttırılamaz.
Soru: Lityumun zehirleyici dozlarıyla tedavi edici dozları neden bu kadar birbirine yakındır?
Cevap: Bunun cevabı lityumun proteinlere bağlanmayan bir iyon olmasındadır. Serbest bir molekül olarak vücuttaki bütün dokulara sızar ve proteinlere bağlanmadığı için hemen kanda etkisini gösterir, doz biraz yükselince de kan seviyesi kolayca toksik düzeylere ulaşır.
Soru: Lityum ne kadar zamanda kana karışır?
Cevap: En geç bir buçuk saatte denilebilir, ancak bazı uzun salınımlı preperatlarda bu süre dört buçuk saattir. Uzun salınımlı preperatların Türkiye’de bulunmadığını hatırlatalım.
Soru: Nöroleptik malign sendrom nedir?
Cevap: Antipsikotik ilaç kullanımı sırasında özellikle genç erkeklerde ortaya çıkabilen kas katılığı(rijidite), ateş, terleme, lökosit ve kreatinin kinaz(CK) artışıyla giden ve yaşamı tehdit edici boyutları olan bir klinik tablodur. Görüldüğünde hekim nezaretinde ilaç bırakılması gerekebilir. Yanısıra benzodiazepinler gibi tedavi edici ilaçlar da devreye sokulur. Kas katılığı nedeniyle yutma güçlükleri olabilir ve hastaya katı gıdanın büyük lokmalar halinde verilmemesi ya da hiç verilmemesi iyi olur.
Soru: Psikoterapi ve farmakoterapi ne yönlerden benzerdir?
Cevap: Sonuçları bakımından benzerdir. İkisi de hastayı yeniden iş görebilir, yeniden hayata dönebilir hale getirir, yani tedavi eder. Hatta hem psikoterapinin hem de farmakoterapinin beyinde aynı yönde ölçülebilir değişiklikler yarattığını bile söyleyebiliriz. Örneğin bazı beyin bölgelerinde kan akımını arttırmak, uzun dönemde bazı beyin bölgelerinin genişlemesini sağlamak gibi.
Soru: SSRI grubu ilaçlar vücutta kalış süreleri ne kadardır?
Cevap: İlaç yarı ömürleri şu kadardır: Fluoxetine: 1-3 gün, Paroxetine: 1 gün, Sertraline: 1 gün, Citalopram: yarım gün, Fluvoxamine: yarım günden fazla bir günden az(değerler yaklaşık olarak verilmiştir.
Soru: Depresyon ilaçlarının hangisi en hızlı etki gösterir?
Cevap: Citalopram hem en hızlı kana geçer(yaklaşık 1-6 saat) hem de klinik etkisini en çabuk gösterir.
Soru: Antipsikotiklerin kan düzeyini hangi psikotroplar arttırır?
Cevap: Clozapin düzeyini, Fluvoksamin ve Paroxetine arttırır. Haloperidol Risperidon, Olanzapin düzeylerini Paroxetine, fluoxetine ve sertraline arttırır.
Soru: Hocam ben Bakırköy’de ….. Psikiyatri asistanıyım. Paroxetin kullanımının otizmle ilişkisi var mı?
Cevap: Yalnızca paroxetine değil bütün SSRI ların hamilelikte kullanıldığında otizm spektrum bozukluklarına(ASD) neden olduğuna dair yayınlar bulunuyor. Özellikle ilk trimester da kullanım normal popülasyonun çocuklarına göre 4 kat daha fazla ASD’ye neden olabilmekte. Lisa Croen’in geniş bir grubu var. Paroxetine ise diğer SSRI lara göre daha kısa etkili olduğu için daha invaziv bir ilaç olarak bilinir ve ilgili reseptörlerde bir nevi duyarlılık dalgalanmaları, yoksunluk ve duyum gitgelleri diye adlandırabileceğim haller yaratarak tahribatı artırır.
Mekanizma citalopram üzerinden iyi biçimde örneklenmiş: Serotonerjik “fibers” ler olfactor bulbusta %40 a kadar azalma gösteriyor. Bunun diğer beyin bölgelerinde de olmaması için bir neden yok
Soru: Uyku terörü nedir?
Cevap: Pavus nocturna çocukta uyku sırasında bağırma kalkıp dik dik bakma, göz bebeklerinde genişleme, terleme, çarpıntı, hızlı hızlı soluma ile giden 10 dk ya kadar uzayabilen ataklardır. Uykunun genellikle ilk yarısında ve REM fazında olur ve uyandırıldıktan sonra çocuk bir şey hatırlamaz. Tedavide dolu mesaneyle uyumamak, özel korku duyulan alanlarla ilgili çalışmak, tehlikeli boyuttaki ataklar için düşük doz imipramin ya da clonozepam vermek uygun olur.
Soru: Herkese neden panik bozukluk tanısı konuyor
Cevap: Panik bozukluk ile panik atağı ayırmak gerekir. Panik bozukluk bir hastalık halidir ve nedensiz gelen ve yine nedensiz biçimde geçen genellikle sorumluluk duygusu ve sosyal statüsü yüksek insanlarda sık görülen panik ataklarıyla karakterizedir ve ataklar arasında genellikle işlevsellik kötü değildir. Fobik bozuklukta depresyonda ortaya çıkan panik atakları ise bundan farklıdır ve onlar depresyon veya fobik bozukluğun bir belirtisidir ve panik bozukluk olarak isimlendirilmez.
Soru: Efexor hangi ilaçlarla etkileşir?
Cevap: Efexor(venlafaxine) sıklıkla simetidin ile etkileşir, simetidin “venlafaxine”in karaciğerden geçişi sırasında etkide bulunarak onun kan düzeyini değiştirir. MAO inhibitörü dediğimiz ve bir grubunun Türkiye’de bulunmadığı ilaçlar venlafaxine ile beraber alındıklarında hipertansiyon krizi, serotonerjik sendrom denilen ve karın ve baş ağrısıyla giden bir sendromla beraber, yüksek ateş ile giden ve nöroleptik malign sendrom denilen başka bir tabloya neden olabilirler. Bu MAO inhibitörlerinden Türkiye’de sadece Aurorix(maclobemid) bulunmakta olup geri dönüşümlü özelliği nedeniyle söz konusu etkileri ancak çok yüksek dozlarında gerçekleştirebilir. Venlafaxine’in lityum, alkol ve diazem(diazepam) ile makul dozlar altında anlamlı bir etkileşimi şu ana kadar bilinmemektedir.
Soru: Elektroşok beyin hasarı yapar mı?
Cevap: EKT olan hastaların yapılan otopsilerinde beyin hasarına rastlanmadığı gibi, EKT’den hemen sonra ve altı ay geçtikten sonra çekilen MRI larında da bu yönde bir bulguya rastlanmamıştır. EKT’ye bağlı geçici unutkanlıklar daha ziyade kan beyin bariyerindeki ve nöronlardaki işlevsel bazı değişikliklerle ilgili olup kalıcı özellikte değildir.
Soru: Depresyon ilaçlarının hangileri emzirme sırasında sakıncalıdır?
Cevap: Antidepresif ilaçların bir kısmının emzirme döneminde sakıncalı olduğu bilinirken bir kısmı ile ilgili de henüz çalışmalar tamamlanmamıştır ve durumları bilinmemektedir. Kesin sakıncalı olduğu saptanan ilaçlar şunlardır: venlafaxin, nefazodon, mirtazapin, bupropion, sertraline, paroxetine, maprotilin. Diğerleriyle ilgili bazı şüpheli bilgiler bulunsa da henüz durumları netleşmiş değildir ve araştırmalar sürmektedir. Ancak kesin olarak söyleyebileceğimiz şey henüz emzirme dönemlerinde zarar vermeyeceğinden emin olabileceğimiz herhangibir ilaç yoktur. Hekim risk/yarar oranını belirleyerek, emzirme saatlerini ve ilaç alım zamanlarını ayarlayarak bebeğin ilaçla karşılaşmasını asgariye indirebilir. Antidepresif ve antipsikotik ilaçlar genellikle süte oral alımdan 7-9 saat sonra geçmeye başlar. Ama bu genel bir kaide değildir, çok ilaç bunun dışında davranabileceği gibi annenin fizyolojik özellikleri de bunu değiştirebilir.
Soru: Lithuril kullanmaya başlamadan önce hangi testleri yaptırmak lazım?
Cevap: Hemogram, Karaciğer fonksiyon testleri(ALT, AST, GGT), Elektrolitler(Na, K, Ca, P, Mg) Üre, Kreatinin , T3, T4, FTI, TSH, AKŞ, Kan yağları
Soru: Lityumu hamileliğinin ilk üç ayında kullanan hastalarda bebekte bir anormallik olup olmadığını nasıl anlarız?
Cevap: Bu bebeklerde olabilecek en sık problem ebstein anomalisi dediğimiz bazı kardiyak problemlerdir. Bu problemin varlığını tespit etmenin en önemli yolu fötal Ekokardiogram çekmek ve yüksek çözünürlüklü ultrasonografi yapmaktır. Lityum hem plasentadan geçer hem de süte geçer, proteinlere de bağlanmadığı için yüksek toksik etki gösterir, hamilelikte bütün trimesterlerde kullanılmaması icap eder.
Soru: Cipralex kullanırken hangi tetkikleri yaptırmak lazım
Cevap: Cipralex veya Cipram kullanırken şu tetkikleri yaptırmak lazımdır: Üre, Kreatinin, Elektrolitler, KC enzimleri, EKG, Tansiyon ölçümü, kilo ölçümü. Tedaviye başlamadan yapılan bu tetkikler tedavi başladıktan sonra ilk yılda üç ayda, sonra altı ayda bir tekrarlanır.
Soru: Depo nöroleptikler nelerdir hangi hastalarda kullanılır?
Cevap: Ülkemizde bulunanlar Clopixol depot, Fluanxol depot, Prolixin ve Risperdal Consta’dır. Bizim ülkemizde olmayan bir de Haloperidol Decanoat vardır. Bu ilaçlar genellikle 3 haftada bir(R. Consta 2 haftada bir) intramusculer olarak yapılır(yağlı materyal oldukları için intra venöz yapılmaz) ilaç kullanmak istemeyen, ilaç doz ve dozlamını şaşıran hastalara yapılır. Ortaya çıkan yan etkilerin ortadan kalkması için bir iki ay beklemek gibi bir dezavantajları vardır.
Soru: Trisiklik antidepresiflerin ortalama yarı ömrü nedir?
Cevap: İmipramin: 7-22 saat, desipramin: 18 saat, amitriptiline: 24 saat, klomipramin: 24 saat, maprotilin: 43 saatdoksepin: 16 saat
Soru: Dirençli depresyonda ne yapılabilir?
Cevap: 1) Lityumla antidepresiflerin etkisi güçlendirilir, 2) EKT uygulanır, 3)Tedaviye tiroid preperatları eklenir, 4) Tedaviye MAOİ leri eklenir, 5)Tedaviye Östrojen eklenir, 6) Tedaviye desipramine eklenir. Bunlardan ilk ikisinin hem etkinliği yüksek hem de tekrarlanabilirliği yüksektir. 3. nün etkinliği yüksek tekrarlanabilirliği biraz zayıftır. 4. ve 5. nin etkinliği de tekrarlanırlığı da zayıftır. 6. nın ise etkinliği çok yüksek tekrarlanabilirliği çok zayıftır.
Soru: Antipsikotiklerin doz aralıkları nedir?
Cevap: Haloperidol: 5-30 mg, Pimozid 2-6 mg, Chlorpromazine 20-800mg, Zeldox: 40-160mg, Risperdal 2-8mg, Seroquel 150-750mg, Clozapine 100-900mg, Olanzapin 7,5-30mg(Oral dozlar verilmiştir)
Soru: Valproatın aspirinle etkileşimi var mı?
Cevap: Aspirin valproatın proteinlere bağlanmasını azaltarak serbest kan seviyesinin yükselmesine neden olur ve böylece gastroentestinal yan etkilerle saç dökülmesi vb yan etkilerinin artışına neden olur. Ayrıca pek bilinmemesine rağmen valproatın EPS ve böbrek üzerine toksik etkileri de vardır, aspirinle beraber bu etkilerin ortaya çıkışı kolaylaşır.
Soru: Lityuma cevap vermeyen hasta oranı nedir?
Cevap: Bipolar hastaların % 20-30 arasındaki bir grubu lityuma kısmen de olsa cevap vermez, yani lityuma tam olarak dirençlidirler.
Soru: Lityumun biyolojik ritimleri değiştirir mi.
Cevap: Evet lityum sirkadiyen ritimleri geciktirmektedir, örneğin REM uykusu oranını azaltmaktadır
Soru: Valproat(Depakin) en çok hangi ilaçla etkileşir?
Cevap: Valproat proteinlere yüksek düzeyde bağlanan bir ilaç olduğu için proteinlere bağlanan başka bazı ilaçlarca yerinden sökülerek kanda toksik düzeylere ulaştırılabilir. Bu ilaçların en tipik örneği aspirindir. Diğer taraftan valproat karaciğer mikrozomal enzimlerini uyarmayan az sayıdaki antiepileptik ilaçtan birisi olduğu için birlikte kullanıldığı ilaçların kan düzeylerini düşürmediği gibi bu ilaçların düzeyini aksine yükseltebilir. Örneğin: Fenitoin, amitriptilin(laroxyl), clomipramine(anafranil), imipramin(tofranil).
Soru: Antiparkinson ilaçları ne zaman kesilmelidir?
Cevap: Antipsikotik tedavi sırasında EPS çıkmasın diye verilen antiparkinson ilaçlar antipsikotik ilaçlar kullanılmaya devam etse bile tedavinin başlangıcından iki ay sonra kesilebilir. Bu durumda EPS ancak 1/5 hastada tekrarlar ve bu hastalara yeniden antiparkinson tedavi başlanabilir.
Soru: Desyrel etkisi ne zaman başlar?
Cevap: Desyrel(Trazodone) antidepresif olmakla beraber hipnotik olarak da kullanılır. Etkisi 1 saatte başlar 2 saatte en yüksek düzeye çıkar 5-9 saatte de kandan atılır, o nedenle ertesi güne artık etki bırakmaz, yani uyku için desyrel kullanan kişi gün içinde bir sersemlik duygusu yaşamaz. Yalnız adolesan kızlarda adet kanamalarını uzatabilir, erkeklerde priapism yapabilir.
Soru: İnsomnia nedir?
Cevap: Uykusuzluk demektir, kısa, orta ve uzun dönemli olabileceği gibi, uykuya dalamama ya da uykuyu sürdürememe şeklinde de olabilir. Tedavisinde en önemli sorun, verilen ilaçların bir kısmının uzun süreli kullanımda bağımlılık yapması, bir kısmının da ertesi güne sarkan etki bırakmasıdır.
Soru: Buspiron hangi reseptörler üzerinden etkilidir?
Cevap: 5-HT1A reseptörlerinin üzerinde parsiyel agonist olarak etki eder, yani serotonin fazlalığında antagonist azlığında ise agonist olarak etki gösterir.
Soru: Benzodiazepinler uyku üzerine nasıl bir etki gösterirler?
Cevap: Çoğu benzodiazepin(BDZ) uykuya geçiş süresini ve gece uyanma sayısını azaltır, bütün BDZ ler uykunun ikinci devresini uzatır, üçüncü ve dördüncü devre uykuyu ise baskılar. Evre 4 uykunun azalması kabus görülmesini azaltır. Diğer taraftan çoğu BDZ REM’e geçiş süresini uzatıp REM süresini kısaltır, REM ler daha çok uykunun ileri devrelerine atılır. Uykunun süresi uzar kalitesi artar. Ancak üç dört haftalık kullanımdan sonra rebound etki denilen ve uyku üzerindeki olumlu etkilerin geri döndüğü bir dönem geri gelir. Uzun etkili BDZ ler ertesi güne artık etki sarkıtır, ama rebound etki daha zayıf kalır.
Soru:
Elektroşok(EKT) hangi aralıklarla yapılmalıdır?
Cevap:
EKT tedavi amaçlı olarak uygulandığında gün aşırı ya da iki gün aşırı olmak üzere haftada iki ya da üç uygulama olarak gerçekleştirilir. Daha sık uygulamalar daha yoğun ve daha uzun süreli hafıza kayıplarına neden olacağı gibi nöbet eşiğini de beklenenden daha fazla yükselterek sonraki uygulamalar için daha yüksek elektrik akımı uygulanmasını zorunlu kılar. Koruma amaçlı uygulanan EKT ise 3-5 haftayla 4-8 hafta arasında değişen intervalleri kapsar. Farklı bir grup araştırıcı ise koruyucu EKT uygulamalarının hastalığın şiddeti gözetilerek haftalık aralıklarla da yapılabileceğini bildirir.
Soru:
Sosyal olmayı sağlayan hormon var mıdır?
Cevap:
Vardır oxytocin hormonu sosyalizasyon sağlamakta ve bağlanmakta önemli rol oynar, eğer oxytocin yanında cortisol yüksekliği de olursa bu kez kıskançlık ve haset duyguları ön plana geçer. Dolayısıyla lohusa kadınlarda oxytocin hormon yüksekliği belirgindir
Soru:
Uyarıcı(Stimülan) ilaçların yan etkileri nelerdir?
Cevap:
Sık görülen yan etkiler, iştahsızlık, kilo kaybı, huzursuzluk, karın ve baş ağrısı, kolay ağlama
Daha az görülen yan etkiler: Uykusuzluk, disfori, sosyal çekilme, bilişsel olarak bozukluk yaşama, saç çekiştirme, konjoktivit, döküntü.
Soru: Hastalar en sık Lityumun hangi yan etkilerinden yakınmaktadırlar?
Cevap: Sıklık sırasına göre hastaların yakınması: Susama, unutkanlık, el titremesi, kilo almak, sersemlik/yorgunluk, ishaldir.
Soru: Depresyon hastalarının kaçta kaçı tedaviye cevap vermez?
Cevap: Hastaların %10 ila %30’u tedaviye cevap vermez bu hasta grubuna refrakter depresif hastalar deriz. Bu hastalara ya elektroşok yaparız ya da mevcut tedaviyi güçlendirici mahiyette lityum, tiroid preperatı veya uyarıcı ilaçlar ekleriz.
Soru: Prozac ile Laroxyl birlikte kullanılabilir mi?
Cevap: Kullanılabilir, ancak prozac(fluoxetine) karaciğerdeki CYP2D6 enzimini durdurarak laroxyl(amitriptiline)’in kan düzeyini arttırır. SSRI ilaçlar içinde bu etkiyi en az gösterenlerden birisi lustral(sertraline)’dir.
Soru: Aripiprazol(abilify) tansiyon yükseltir mi?
Cevap: Evet yükseltir, özellikle, cymbalta, efexor ve lustral ile kombine kullanılırsa tansiyon yükseltme özelliği belirgindir. İlk iki ilaç zaten tansiyon yükselttiği için, son ilaç da serotonin üzerinden dopamini arttırıp adrenerjik krizi tetiklediği için aripiprazolle tansiyon yükselmesine neden olurlar.
Soru: Trisiklik antidepresiflerin prospektüslerinde yer almayan tedavi etkinlikleri var mı?
Cevap: Evet vardır, örneğin bulimia için amitriptilin, desipramin; kaşıntı, döküntü için doxepine; enüresis için amitriptiline; narkolepsi, katapleksi için klomipramin, kemoterapi bulantısı için nortriptiline; migren için amitriptiline; nevralji için desipramine kullanılabilir.
Soru: Akatizi nasıl tedavi edilir?
Cevap: Antipsikotik kesilir, yerine düşük potensli bir antipsikotik başlanır, beta bloker tercihen dideral eklenir tedaviye, yeterli olmazsa benzodiazepin tedaviye eklenir, sonuç vermezse bütün ilaçlar kesilip clozapin başlanır.
Soru: Lityumu ilk önce hangi hekim kullanmıştır ?
Cevap: Klinikte ilk kullanan ve bu konuda 500 den fazla yayını bulunan Danimark’dan SCHOU’dur, Ailesinde bütün kardeşleri manik depresyon hastası olan ve hepsine birden lityum kullandırım tümünün iyi olduğunu gösleyen SCHOU klinikte ilacı kullanmaya başlamış ve oradan kullanımı dünyaya yayılmıştır.
Soru: Şizofren hastaların tedavisinde polifarmasi neye denir?
Cevap: İki veya daha fazla antipsikotik ilacın yan yana kullanılmasıdır. Bazı riskleri vardır, en riskli olan durum, haloperidol veya risperidon ile aripiprazol kombinasyonudur, bu durumda hastada psikoz yeniden patlayabilir, hele aripiprazol kullanılırken haloperidol veya risperidonun kesilmesi psikozun ortaya çıkışını çok kolaylaştırır.
Soru: Dideral Kişilik bozukluklarında kullanılırmı?
Cevap: Dideral kardiyologların kullandığı bir ilaç olmakla birlikte psikiyatristler de öfke patlamalarında, antipsikotik ilaçların yarattığı akatizi hallerinde, taşikardi ile birlikte giden anksiyete hallerinde kullanırlar.
Soru: Lityum manik atakların akut tedavisinde mi yoksa idame tedavisinde mi etkilidir?
Cevap: İdame tedavide etkilidir, akut tedavi sırasında daha çok antipsikotikler etkilidir.
Soru: Klozapinin yan etkileri ortaya çıktığında neler yapılmalıdır?
Cevap: Doktor arkadaşlara önerimiz şunlar olur: Agranülositoz ortaya çıkarsa ilk 6 ay boyunca haftada bir WBC, sonra 2 haftada bir WBC tayini yaptır, WBC 2000 den aşağı düşerse(bazı klinisyenlere göre bu sayı 3500 dür), klozapini hemen kes. Hastayı hastaneye yatır ve agresif biçimde enfeksiyon ted. ne başla bir daha da klozapin verme.
Epileptik nöbet ortaya çıkarsa, klozapin dozunu düşür ve Valproat başla.
Taşikardi 140 üstüne çıkarsa düşük doz beta bloker ekle.
Hipertansiyon olursa monitorize et.
Sersemlik olursa bir süre sonra ortadan kalkacağını bildir hastaya.
Sedasyon olursa, dozun fazlasını geceye yükleyecek şekilde bir dozlam ayarlaması yap.
Kilo alımı olursa diyete sok hastayı ve/veya egzersize gönder.
Soru: ACT terapisi nedir?
Cevap: ACT terapisi kabul et-taahhüt et diye adlandırabileceğimiz, duyguları ve düşünceleri olduğu gibi kabul edip onunla birlikte yaşamayı ama davranışları değiştirmeyi hedef alan, sorunu ezmeyi değil, sorunla dans etmeyi salık veren bir yöntemdir, eski bir hippi olan bir psikoloji profesörünün özellikle bağımlılık tedavisi için önerdiği yöntemdir.
Soru: Kokain bağımlılığında yeni geliştirilen ilaç var mı?
Cevap: Hayır fakat bazı çalışmalar var. Bunlar beyinde kokainin bağlandığı bölgelere karşı anti kokain antikor yapma girişimleriyle, kokain katabolizmasını hızlandırmak üzerine kurulmuştur. İkinci grup çalışmalar sonuç verirse fazla dozda kokain alanların kanındaki kokaini hızla inaktive ederek hastayı onun etkisinden arındırmak ve toksisiteden korumak mümkün olacaktır. İlk grup çalışmalar başarılı olursa kokain alınsa bile bağımlısına istenen haz verici etkiyi sağlamayacaktır. Halen desipramin bazı çift kör plasebo kontrollü çalışmaların verdiği sonuçlara bakarsak hastalarda olumlu bir etki sağlamaktadır.
Soru: Bufo deliran nedir?
Cevap: Akut psikoz tablosu demektir, daha çok Fransız ekolünden psikiyatristlerce kullanılır
Soru: Risperidon constanın etkisinin başlaması ve bitmesi kaç gün sürer?
Cevap: Etkisi enjeksiyon yapıldıktan on beş gün sonra başlar, enjeksiyondan bir ay sonra da etkisi biter
Soru: EKT de antidepresif cevabı belirleyici bir faktör var mıdır?
Cevap: Vardır, EKT uygulaması sırasındaki, nöbet süresi tedavi cevabını belirler, 25-30 saniyeden uzun süren nöbetlerin antidepresif tedavi etkinliği yüksektir.
Soru: Benzodiazepin alan hasta ne durumda felç geçirir?
Cevap: Eğer benzodiazepin alan hastaya gallamin ve/veya süksinilkolin reçete edilirse hastada paralizi görülebilir.
Soru: Tek taraflı EKT yapılır mı?
Cevap: Evet tek taraflı EKT yapılır, elektrotlar başın sadece bir tarafına konulur, unilateral EKT denen bu uygulamada hafıza kayıplarının daha az olduğu tespit edilmiştir.
Soru: Tardive Distoni ile tardive Diskinezi arasındaki fark nedir?
Cevap: İlki büyük, ikincisi küçük kasları tutar.
Soru: Beyinde matematik işlemleri yapan bölge neresidir?
Cevap: Horizontal interparietal sulcus denen bölgedir. Beyinde hemisferin ortak bölgesinde yerleşik parietal lobun ortasında yatay olarak yerleşmiş interparietal sulcus(HIPS) bölgesi matematik işlemlerinden sorumlu bulunmuştur.
Soru: Beyinde yüz tanımayı neresi yapar?
Cevap: Fuziform girus yapar.
Soru: Türkiyedeki depo nöroleptik ilaçlar hangileridir?
Cevap: Fluanxol depot, clopixol depot, risperdal consta, prolixin depot.
Soru: Lityum bende ishal yaptı ne yapabilirim?
Cevap: Yurt dışından lithiumun uzun etkili formunu getirtin.
Soru: Lithiumun başka ilaçlarla olmuş kemik iliği depresyonunu ortadan kaldırıcı etkisi var mı?
Cevap: Bütünüyle kaldırmaz ama bazı kan değerlerini yükseltebilir.
Soru: Tansiyon hastalarında lithiumun kandeğerleri yükselebilir mi?
Cevap: Eğer hasta tuz kısıtlaması yapıyorsa böbrekler tuz yerine lithiumu koyarak onun atılımını azaltırlar.
Soru: Thalasamia minör hastasıyım psikolojik sorun yaratır mı?
Cevap: Evet sıklıkla depresyon ve obsesyon tablosuyla ortaya çıkarlar.
Soru: Efexor nasıl kesilebilir?
Cevap: Mutlaka çok yavaş kasilmelidir. Özellikle uzun süredir kullanan yaşlı hastalar dozu çok yavaş azaltarak kesmelidir. Problem ilacın sadece kapsül formunun olmasından kaynaklanmakta ve ilaç bölünememektedir. Bunun için doktor kontrolünde özel bir yöntem kullanarak ve uzun süre ilaç kullanmış yaşlı hastaların ilacı aylara yayılan bir azaltmayı göze alarak yapılmalıdır. Aksi durumda hastada akatiziye benzer tablolar, uykusuzluk, anksiyete, depresyon, baş dönmesi, ayakların yerden kesilmesi ve düşüyormuş duygusu oluşur.Hele polifarmasi varsa hangi ilacın kesilme sendromu yarattığı belli olmayabilir ya da ilaç yan etkileriyle kesilme belirtileri üst üste çakışır ve ayrım güçleşir.
Soru: Üreminin psikolojiye etkisi nedir?
Cevap: Üremik hastalarda parathormon yükselir buna bağlı serum kalsiyumu dokulara ve bu arada beyne kaçar. Kalsiyum beyinde frontal cortex de atrofi yaratarak hastada kişilik değişikliklerine neden olur. Hastalar birden agresif ve sinirli olmaya başlarlar, biz buna üremik ensefalopati ve üremik ajitasyon diyoruz. Çare eğer hastanın durumu uygunsa dializ ve transplantasyondur, tabi ki buna nefrolog karar verecektir.
Soru: Beyinde sosyabiliteyi hangi bölgeler represante eder?
Cevap: Dorsolateral prefrontal cortex, orbitofrontal cortex ve fusiform cortex.
Soru: Demanstaki ajitasyonu en etkili biçimde ortadan kaldıracak ilaçlar hangileridir.
Cevap: Demans hastalarındaki ajitasyonu ortadan kaldırmak hekimleri en çok uğraştıran konuların başında gelmektedir. Çünkü hastalarda ajitasyonu yatıştıracak ilaçlar örneğin largactil, seroquel, rexapine vb ilaçların küçük de olsa antikolinerjik etkileri bulunmaktadır ve bu etki hastalar zaten unutkan olduğu için hemen konfüzyona neden olmaktadır. Benzodiazepinler de başta xanax diazem olmak üzere yine unutkanlıklara neden olmaktadır. O nedenle burada konfüzyon yaratmadan sedasyon sağlamanın etkili yolu valproat(depakin) ile düşük dozlu rivotrili kombine etmektir. Hastalarda ajitasyon geceleri daha fazla olduğu için doz akşam geç saatlere yığılmalıdır.
Soru: Demans hastalarında antipsikotik kullanımı ömür kısaltıcı oluyor mu?
Cevap: Antipsikotik kullanan demans hastalarının beklenen ölüm yaşlarının kısaldığını söyleyebiliriz. Muhtemelen bunun en önemli nedeni QT uzaması ve bunun farkedilmemesi, yanısıra kan şekerini regüle etmekte güçlükler hiperkolesterolomi ve kısıtlanmış hareketliliktir.
Soru: Aricept’in yaşlılarda en önemli yan etkileri nelerdir?
Cevap: Kardiyotoksisite ve depresyon. Buna karşılık böbrek disfonksiyonu olan hastalarda rahatça kullanılabilir
Soru: Demans hastalarında yalnız kalmak neyi çağrıştırır?
Cevap: Ölüm korkusunu, onun için yalnız kalmak istemezler.
Soru: Haloperidol dekonoat(Haldol-D) diye bir ilaç var bu ilaç yurt dışından getiriliyor hangi dozlarda verilebilir?
Cevap: Bu uzun etkili bir ilaçtır ve IM(kalçadan) enjeksiyon olarak yapılır, etkisi bir ay sürer ve doz aralığı 25-100mg dır. Yani hekim hastanın durumuna göre bu aralıktaki bir dozu seçerek hastaya reçete edebilir.
Soru: Demans hastalarında saldırganlık ve huzursuzluğu en etkili nasıl önleyebiliriz?
Cevap: Düşük dozda(1mg) norodol ve yine düşük doz(1-1,5mg) ativan kombinasyonuyla.
Soru: Alzheimer tipi bunama ile Frontotemporal tip bunama arasında ne fark vardır?
Cevap: Birincisinde unutma ve yeni bir şey öğrenememe ön plandayken ikinci grupta ön planda unutmadan çok kişilik değişiklikleri olur.
Soru: Psikiyatrik İlaçlar karaciğerden hangi yolla atılır?
Cevap: Genellikle CYP2D6 ve CYP 3A4 enzimleriyle yıkılarak atılır, bu enzimlerle yıkılan başka bir ilaç alıyorsa hasta psikotrop ilacın atılımı gecikir etki süresi uzar, bu da söz konusu ilacın yan etki şiddetinin artmasına neden olur.
Soru: Hangi şizofren hastalar Clozapine(leponex)den yarar görür?
Cevap: Tedaviye dirençli hastaların üçte biri leponex den yarar görmez. Bu hastaların belirlenmesi zordur. Ama en geçerli yöntem BOS da HVA ve 5-HIAA seviyelerine bakmaktır. HVA/5-HIAA düşük ise bu hasar leponex tedavisinden yarar görürler, diğer hastalar yarar görmez.
Soru: Clozapinde dozu ne kadar yükseltebiliriz?
Cevap: Optimum doz aralığı 450-650 mg dır, Altı ay boyunca hasta bu doza cevap vermemişse yanına bir anti epileptik eklenerek doz yavaşça 900 mg ma çıkılabilir, tabiki BK sayımını sıklaştırarak…
Soru: Bunama hastalarında hastalığı başlamadan tespit edebilecek bir test var mı?
Cevap: Bunama hastalarında özellikle Alzheimer hastalarında beş yıllık bir sessiz dönem var, belirgin unutkanlık olmuyor ama hastalık aslında başlamış oluyor. Bu hastalarda EEG teta aktivitesi artmış olurken, beyin omurilik sıvısında tau proteinlerine bakılabilir ve amiloid PET yapılabilir. Bunlar hastalığı görünür hale gelmeden tespit edebilirler.
Soru: Leponex yara iyileşmesini geciktirir mi?
Cevap: Evet Leponex yaraya giden damarları ve o bölgedeki kanlanmayı bozar, ayrıca kan şekerini yükselterek ek bir damat yapısı bozulması daha yaratır. Bu nedenle yara iyileşmesi gecikir.