Afekt an be an duygusal değişiklikleri ifade ederken, mizaç, saatlerden yıllara kadar değişen geniş bir zaman aralığında kişinin var olan duygusal tonusunu, duygu durumunu ifade eder. Bir müzik parçasındaki benzetmeyle her bir nota afekti gösterirken, parçanın bütünündeki müzikal makam mizaca denk düşer. Emosyon ise belirgin bir olay ya da fikre karşı oluşan mizaç değişiklikleri ya da afektif tonusa işaret eder.
Aleksitimi ise, kuvvetli bir emosyon doğurması gereken olaylar karşısında kişinin belli belirsiz emosyonlar göstermesine denir.
Anksiyete, bir duygulanım bozukluğudur. Afektif, otonomik, visseral, algısal, bilişsel, ve motor belirtileri vardır. Anksiyöz kişiler, başkalarına göre olaylar karşısında şiddetli irkilme (startle) reaksiyonları gösterirler. İrkilme cevabı; uyarı yönünde, uyarıya karşı hızlı bir oryantasyon demektir (Yager 1989). Korkudan farkı belirli bir tehdit kaynağının bulunmamasıdır. Korkuda belirli bir tehdit kaynağı mevcuttur.
Serbestçe gezinen (free-floating) anksiyete : Sürekli anksiyöz bir mizaç vardır. Anksiyetenin nedeni belirli değildir. Çok çeşitli olaylar anksiyeteyi başlatmakta etkili olabilir. Pekçok psikiyatrik semptomun bu anksiyeteye karşı bir savunma olduğu düşünülür. Karakterolojik ya da sürekli (trait) anksiyete uzun bir yaşam boyunca bir karakter özelliği olarak anksiyetenin varlığına işaret eder.
Seperasyon anksiyetesi ; 7-8 aylık çocuklarda anneyle başka kişiler arasındaki farkların anlaşıldığı zaman, anneyi kaybetme korkusuna bağlı olarak gelişir.
Performans anksiyetesi : Kişinin iş yapacağı bir zamanda gelişen panik atağını agreve eden anksiyetedir.
Depresyon : Afektif bozuklukların içinde yer alan bir diğer belirtidir. Çeşitli şekillerde kendini gösterir.
Durumsal (State) depresyonda ; hasta karşılaştığı arzu edilmeyen bir olaya karşı akut başlangıçlı bir depresyon tablosu geliştirir. Normal yas reaksiyonu depresyondan farklı bir durumdur. Yakınlarının ölümü gibi bir kayba karşı kişide üzüntü, zayıflama belirtileri vardır ama depresyondaki gibi suçluluk v.b. belirtiler yoktur. Patolojik yas reaksiyonu ise yasın bir yıldan daha uzun sürmesi ile meydana gelir. Genellikle aşırı bağlı ve bağımlı olunan kişilerin kaybı ile ortaya çıkar.
Maskeli Depresyonlarda ise altta yatan uzamış bir yaş reaksiyonu v.b. bir tablo nedeniyle kişide psikolojik ve psikosomatik belirtilerin ön planda olduğu ve altta depresif semptomatolojinin saklandığı depresyon tipidir.
Anaklitik depresyonda ise aynen küçük bir çocuğun annesini kaybettikten sonraki ağlama, devresinden sonra gömüldüğü derin umutsuzluk ve yardımsızlık duygularına benzeyen tablodur.
Haz verici afekt belirtileri olarak ta hipomanik ve manik belirtiler sayılabilir.
Bunun dışındaki afektif semptomlar içinde ise öfke, irritabilite, düşmanlık ve kızgınlık duyguları sayılabilir.
Bunlardan başka künt afekt (spesifik bir olaya karşı azalmış afektif ifade), anhedoni (yapılan işlerden veya sıradan zevk araçlarından zevk alamama)., uygunsuz afekt (düşünce içeriği ile uyumlu olmayan afektif ifade) ve ambivalan afekt (bir fikir ya da olaya karşı birbirine zıt duyguları aynı anda duymak) sayılabilecek diğer duygulanım semptomlarıdır.
Farklı kültürlerde şizofreni belirtileri farklı bir tablo çizmektedir. Özellikle az gelişmiş ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki farklılıklar önemlidir. Bu iki grup ülke arasında şizofreninin kliniği kadar prognozu da farklıdır. Azgelişmiş ülkelerde prognozun daha iyi olduğu bildirilmektedir.