Genel Klinik Bilgi – Elektrokonvulsif Tedavi – ECT’nin Etki Mekanizmaları

OHM Kanunu: ECT’de kullanılan elektriğin niteliği “OHM KANUNU” ile tanımlanır.E=IR veya I=E/R ( E:Voltaj; I:Akım; R:Resistans).ECT’deki elektriğin dozu veya yoğunluğu şarj( Miliamper-sn veya Milicoulomb) veya enerji (Watt-sn veya joule) cinsinden ölçülebilir.En önemli resistans noktaları elektrodun vücuda değdiği yerler ve vücut dokularının yapısıdır.Kafatası yüksek bir dirence sahiptir.Beyin düşük bir direnç gösterir.

Bilateral jeneralize nöbetin oluşması ECT’nin hem istenmeyen hem de yararlı etkileri için gereklidir.Bazı araştırıcılar ECT’nin nonspesifik bir biçimde fizyolojik olmayan bir depolarizasyon yaratarak akson uçlarındaki vveziküllerdeki amormal nörotransmitter miktarlarını düzelttiğini, bazıları da beyin hemisferleri arasındaki bozulmuş dengeyi düzelterek etki gösterdiğini ileri sürmektedir.ECT’nin hangi hemisferde (örneğin depresif hastalar için sağ;şizofrenik hastalar için sol hemisferde) bozukluk bulunuyorsa onun etkinliğini arttırdığı düşünülmektedir.

ECT’nin etki mekanizmaları ile ilgili olarak yapılan nörokimyasal çalışmalar nörotransmitter reseprörlerindeki değişmeler, ikinci mesajcı sistemlerindek değişmeler üzerine odaklanmıştır. Hemen hemen tüm nörotransmitter sistemleri ECT’den etkilenir.

a-Noradrenerjik sistem: Hayvan deneylerinde ECT ile antidepresan ilaç etkileri arasında tutarlı benzerlikler bulunmuştur.ECT sınrası tirozin hidroksilaz etkinliğinde ve hücre dışı noradrenalin miktarında artma bildirilmiştir.Noradrenerjik nöronları tahrip edilmiş farelerde ECT’nin ortaya çıkardığı serotenerjik ve dopaminerjik agonistlere yanıt artışı gözlemlenmemiştir.Bu, ECT etkisi için noradrenerjik sistemin birncil olarak ön planda olduğunu, serotonin ve dopamin sistemlerindeki değişikliklerin bu etkiye ikincil olarak geliştiği şeklinde yorumlanmıştır.

b-Dopaminerjik sistem:Tekrarlana ECT’ler korpus striatumda dopamin reseptör bağlanmasında değişiklik yapmamaktadır.ECT’nin dopaminerjik sistem üzerindeki etkisi seçicilik gösterir.Farelerde substantia nigra’da D1reseprör sayısını arttırırken kaudat ve nükleus akkumbenste azalttığı bulunmuştur.Bu veriler ECT’nin hem dopaminerjik aktivite artışı olan psikotik hastalara hem de dopaminerjik aktiivte azalması olan Parkinsonlu hastalara iyi geldiği şeklindeki klinik gözlemlerle uyumludur.

c-Serotonierjik sistem: Tekrarlanan ECT’ler sonrası fare serebral kortekslerinde 5HT-2 reseptör sayısında artma gösterilmiştir, Beyin serotonin düzeyinde ve salıverme hızında değişiklikler olmaktadır, hipokampusta piramidal hücrelerin seronerjik agonistlere verdiği yanıtlarda artma saptanmıştır.

d-GABAerjik sistem:Tekrarlanan ECT’lerde striatumda ve hipokampusta GABA düzeyinin arttığı, bu etkinin kortekste görülmediği gözlemlenmiştir.ECT, GABA-B fonksiyonunu arttırır.ECT’nin bilinen antikonvülzan etkilerinden ve ECT sonrası nöral hipometabolizmadan GABA etkinliğindeki artış sorumludur.ECT’nin nöbet eşiğini yükseltici etkisi de GABA üzerinden olmaktadır.

e-Opioidler: Tekrarlana ECT’ler fare korteksindeki opioid delta reseptörlerini %50 oranında arttırdığı,striatumdaki delta reseptörlerinde %15 azalltığı, her 2 beyin bölgesindeki mü reseptörlerinde değişiklik yapmadığı bildirilmiştir.Hipotalamus,septum,amigdala,nülkeus akkumbenste met-enkefalin düzeylerini arttırmaktadır.

1. f-Nörofizyolojik etkileri:Kan,beyin bariyeri geçirgenliğinde artış,bölgesel kan akımı ve nörometabolik aktivitede azalma.CRF,TRH,prolaktin,vazopressin,ACTH gibi nöroendokrin maddeleri etkiler.

2. g-İkincil mesajcı sistemlerinde G proteinin reseptöelerle birleşmesinde etkili olduğu,adenil siklaz,fosfolipaz C ve kalsiyumun hücre içine girişinin düzenlenmesinde etkili olduğu düşünülmektedir.